24 Aralık 2014 Çarşamba

23 Aralık 2014 Salı

Sevgili okurlar bu okuyacağınız mizahi öykü, tam bir öykü değil... Öğrencim Nimet Hanım Güngör, teknik nedenlerden  dolayı öykünün bir kısmını gönderememiş. Ayrıca bütün öğrencilerimle bu skeci biz doğaçlama geliştirerek oynamıştık ta...  Karikatür kursuna gelen öğrencilerimin çoğu bu hikayeyi biliyorlar.. Öykünün tam adı  BİR DENİZE GİTME MACERASI. Bol tebessümlü okumalar dileğiyle..
 Terlikleri kurtarıp döndükten sonra:
Fark ettim ki karnım acıkmış. "Dur" dedim. ''Sepetim deki taptaze sulu, sulu domateslerimi yiyeyim.'' 
 Oturdum şezlonguma, aldım sepeti yanı başıma. Açtım sepeti. Bir de ne göreyim! Sepetin içi boş. “Aha!” dedim hırsız var. Ben terlik işiyle uğraşırken gelmiş çalmış organik domatesleri. Tam “Yetişin komşular, hırsız var. Domateslerimi çalmış!” Diye bağıracaktım ki, birden kafamda 3000 voltluk ampul parladı. “Ding” diye bir jeton düştü. “Tabii yaaaaa!”dedim. Ben onları evde unuttum.  
Neyse dedim. Bari gideyim de şuradaki büfeden bir şeyler alayım. Elimi cebime attım ama nafile, cep boş. Aradım taradım hatta dedektif çağırdım ona arattım. Bir de ona borçlandım. Beş kuruş para kalmamış cebimde. 
 Tüm parayı falcıya kaptırmışız. Neyse dedim yapacak bir şey yok gideyim denize gireyim belki açlığımı unuturum dedim. Yürüdüm, yürüdüm. Uzun uğraşlar sonunda denize vardım. 
Tam suya atlayacağım kocaman bir dalga geldi. Beni kumun üstüne savurdu. Tam elimin altına da 3 tane palamut bıraktı. Ben de hemen aldım yiyeyim dedim. 
Mangal yapayım dedim, mangal yok. Ateşte pişireyim dedim, çakmak yok. Bende en iyisi suşi yapıp yiyeyim, Japonlar yiyince bir şey olmuyorsa bana da bir şey olmaz dedim. 
Hay demez olaydım. Yaptım suşi yedim. Hay yemez olaydım. Meğer benim suşiye alerjim varmış. Doğru hastaneye gittim. 1,5 ay boyunca balon balığı gibi dolaştım. Yaz tatilim ziyan oldu.





13 Aralık 2014 Cumartesi















                                              Avcılar haseki sağlık Meslek Lisesi'nden...

4 Aralık 2014 Perşembe